Son Yazılar

Veteriner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Veteriner etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ruam Hastalığı Nedir? Belirtileri Ve Alınacak Tedbirler Ruam Hastalığı Nedir? Belirtileri Ve Alınacak Tedbirler Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Ruam Hastalığı Nedir? Belirtileri Ve Alınacak Tedbirler Ruam Hastalığı Nedir? Belirtileri Ve Alınacak Tedbirler

Ruam Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Alınacak Tedbirler

Son günlerde sizlerinde yazılı ve görsel basın yada sosyal medya kanalları aracılığıyla görmüş olduğunuz İstanbul adalarda ölen fayton atlarının neden öldüğünü yazımızda anlatmaya çalışacağız.

Ruam hastalığı nedir?

Ruam zoonoz bir hastalıktır o yüzden hayvanlarda görülür. Tek tırnaklı hayvanlarda (Atlar, eşekler ve katırlar) görülen hastalıktır. Atlar da kronik hastalık formu, eşekler de  akut hastalık formu şeklinde izlenir. Koyun, keçi, köpek ve kedi eğer hasta hayvanlarla temas eder veya hasta hayvanların etini yerse hastalık bulaşabilir. Ruam hastalığı büyükbaş hayvanlarda ve domuzlarda görülmez.

Ruam Hastalığı Belirtileri Nelerdir.

Ruam atlar ve insanlarda çeşitli bölgelere saldırarak  bu bölgelerde belirtiler gösterebilmektedir. Ruam hastalığı akciğerlerde görülmeye başlarsa solunum güçlüğü gibi belirtiler başlar. Aşırı yorgunluk başlar burunda genellikle kanama olduğu izlenir.

Hastalığın en önemli belirtisi aşırı kilo kaybı görülmektedir. Burnu akıntısı görünür tek taraflı olarak akıntı gelir. Hastalık ilerledikçe akıntı çok yoğun şekilde gelir son evresinde renk de değiştirebilir. Deride görülmeye başladığında apse olarak görünür. Ruam hastalığı insanlara hasta hayvanların etini tüketirse hastalık insanlara bulaşır.

Ruam Hastalığı İçin Alınacak Tedbirler?
  1. Ruam hastalığının aşısı yoktur. 
  2. Ruam hastalığının yakalanmış hayvanlar itlaf edilmelidir. 
  3. Hasta hayvanlar öldükten sonra kesinlikle derin çukurlara kireçlenerek gömülmelidir. 
  4. Hastalık bulaşan ahırlar barınaklar dezenfekte edilmeli. 
  5. Hastalığın bulaşma riski olan hayvanlar karantina altına alınmalı.
  6. Hastalık Su , yemek , bağlı bulundukları ip, zincir atların araba ve ekipmanları imha edilmeli.
  7. Hayvan bakıcıları  sahipleri hastalık hakkında bilgilendirilmeli.
  8. Hastalık görüldüğünde yetkililer haber verilmeli. ( Veteriner, İl veya İlçe Tarım Müdürlükleri)
  9. Ruam hastalığı ihbarı zorunlu hastalıklar arasında yer almaktadır. 
  10. İnsan sağlığı ve sağlıklı hayvanların korunması için zaman kaybetmeden bildirilmesi gerekmektedir. 
  11. Ölüm oralarının %90-95 oranlarında seyrettiği için tedavi ve önlemlere biran önce başlanmalı.




***** hReview Mehmet Emin
Arı Hastalıkları | Arı Zararlıları Nelerdir? Arı Hastalıkları | Arı Zararlıları Nelerdir? Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Arı Hastalıkları | Arı Zararlıları Nelerdir? Arı Hastalıkları | Arı Zararlıları Nelerdir?

Arı Hastalıkları | Arı Zararlıları Nelerdir?

Arının gelişme dönemi pek çok hastalık etmeni ve zararlı için uygun ortam oluşturduğundan arılarda çok sayıda hastalık ve zararlı görülmektedir.

Dünyadaki hızlı ulaşım, kıtalar ve ülkeler arası arı, arı ürünleri ve arıcılık malzemeleri ticareti arı hastalıklarının kısa sürede tüm ülkelere yayılmasına neden olmaktadır.
Bunun yanında, gezginci arıcılık da hastalık ve zararlıların ülke içindeki hızlı yayılışında önemli bir etkendir.

Arı hastalıkları genellikle ilkbahar aylarında görülür. Bunun başlıca nedeni ilkbahar aylarında özellikle yavru yetiştirme faaliyetinin büyük hız kazanmış olması ve beklenmeyen soğuk ve yağışlı havalardır. Bu nedenle bu kritik dönemde arıların özellikle yavru hastalıklarına karşı korunması için, koloni kontrollerinde koloninin üşütmemeye özen gösterilmelidir

Arıcılık açısından risk oluşturan bazı arı hastalık ve zararlıları şunlardır;

ÜLKEMİZDE YAYGIN OLARAK GÖRÜLEN ARI HASTALIK VE ZARARLILARI

1- Amerikan Yavru Çürüklüğü

Yavrulu peteklerde düzensiz yavru görünümü vardır. Kapalı yavrulu hücreler arasına dağılmış düzensiz açık yavru ya da boş hücreler görülür. Dışbükey görünümünde olması gereken kapalı yavru hücreleri içe çökmüş ve üzerleri deliktir. Hastalıklı yavru beyazdan sarıya daha sonra da kahverengine dönüşür, bir çöple dışa çekildiğinde iplik şeklinde uzar ve tutkal gibi kokar.

Bu hastalıkla kesin ve en etkili mücadele yöntemi, hastalıklı kolonilerin tümüyle yakılarak yok edilmesidir. Boş kovanı ve kovan kapağı pürümüzle iyice yakılıp 40 lt suya 400 gr kostik katılarak elde edilen sıvı ile yıkandıktan sonra tekrar kullanılabilir. Kullanılan alet ve ekipmanlar da bu sıvı ile yıkanmalıdır.

Bu hastalığın ihbar edilmesi kanuni bir zorunluluktur. Hastalıklı kolonilerin nakilleri de yasaktır.

2- Avrupa Yavru Çürüklüğü

Kovan açıldığında kokmuş et ya da balık kokusunu andıran koku alınır. Açık yavru döneminde ölmüş larvalar koyu kahverengi ve siyaha yakın renktedir ve larvadaki renk değişimi önemli bir belirtidir. Hastalığın çok şiddetli seyrettiği durumlarda kapalı yavru gözlerinde de görülebilir. Ölmüş larva bir çöple çekildiğinde Amerikan yavru çürüklüğünde görülen ipliksi uzama görülmez, kolayca petek hücresinden çıkartılabilir. Genellikle, Amerikan yavru çürüklüğü kapalı yavrularda görülürken Avrupa yavru çürüklüğü açık yavrularda görülür.

Şiddetli durumlar hariç, bu hastalıkta arıların ve yavru peteklerin imhasına gerek yoktur.Koloninin ana arısı bir süre kovan içerisinde kafeslenerek yumurta atması engellenir veantibiyotik uygulamaları ile tedavi edilebilir. Ancak antibiyotik kullanımı ile ilgili mutlaka bir uzman görüş ve önerileri alınmalıdır.Antibiyotik verilen kovanın balı uzun bir süre tüketilmemelidir.

Arılıkta kullanılan ekipmanlar ve hastalıklı kolonilerin boş kovanları 50 lt suya 1 kg soda eriyiği ile dezenfekte edilmelidir.

Yavru Çürüklüğü Hastalıklarından Korunmak İçin;

  1. Arılık her zaman temiz ve düzenli olmalıdır.
  2. Arı ve ana arı alırken alımlar, güvenilir kurumlardan yapılmalıdır.
  3. İkinci el alet ve ekipman alındığında mutlaka dezenfekte ve sterilize edilmelidir.
  4. Hastalık geçirmiş yada kaynağı belli olmayan ballarla arılar beslenmemelidir.
  5. Kaynağı belli olmayan oğullar arılığa alınmamalıdır.
  6. Arılıkta yağmacılığa meydan verilmemelidir.
  7. Koloniler arasında petek alış-verişi yapılırken dikkatli davranılmalı, risk alınmamalıdır.
  8. Mümkün olduğunca eski petek kullanmaktan kaçınılmalıdır.
  9. Hastalık riski bulunan yerlere arı götürülmemelidir.
  10. Hastalığın yayılmasını önleyen en etkili yol erken teşhis olduğundan koloniler sürekli kontrol edilmelidir.


3- Kireç Hastalığı

Hastalıklı larvalar mumyalaşmış şekildesiyahımsı, gri veya beyaz renk alırlar. Hastalığın ilk dönemlerinde beyazlaşmış larvalar iki parmak arasında ezilebildiği halde ileri dönemde pirinç tanesi gibi sertleşerek arılar tarafından kovan önüne ve uçuş tahtası üzerine atılırlar.

Havalandırması iyi olmayan ve nemli ortamlar hastalığa zemin hazırlar, bu nedenle kovanlar sehpalar üzerine yerleştirilerek havalandırma sağlanmalı ve nemden korunmalıdır.

Hastalığa yakalanan kolonilerin ana arıları hastalığa yakalanmayan kolonilerden üretilen yeni ana arılarla değiştirilmelidir.

Zayıf koloniler hastalığa daha hassastırlar. Güçlü koloniler ve genç ana arılarla çalışmak alınabilecek en iyi korunma tedbirleridir.

Kireç hastalığının tedavisinde koloni şartlarında uygulanan ilaçlı mücadele denemelerinden bugüne kadar tatmin edici olumlu sonuçlar alınamamıştır.

ari-hastalik-ve-zararlilari-nelerdir


4- Nosemosis

A- Nosema apis
Bal arısı erginlerinin sindirim sisteminde görülen ve etkeni Nosema apis olan protozoer bir hastalıktır. Spor oluşturarak çoğalırlar. Tüm arı bireylerinde görülebilir. N.apis arılarda ishale sebep olurken diğer birçok bakteri ve amip bağırsak içindeki bu üremeye paralel olarak gelişir ve hastalığı daha da şiddetli hale getirir.

Belirtileri; kronik dönemde arıların huzursuz davranışları, susuzluk çekmeleri, sulu dışkı yapma ve dinlenme sırasında titredikleri görülür. İğneleme refleksi kaybolmuştur.

Bağırsakta biriken sindirilmemiş katı besinlerin artması arının karnının şişmesine neden olur. Arılar uçamaz yerde sürünür gibi yürürler. Kanat ve vücutları titrer. Kasılma ve felç gibi belirtiler ortaya çıkar. Kanatları ayrık pozisyondadır. Belirtiler ilkbaharda yavru gelişimi ile ortaya çıkar. Yazın baskı altına alınır. Sonbaharda ekim ve kasım aylarında tekrar görülür. Normalde kırmızı kahverengi olan bağırsağın rengi sporların etkisiyle gri beyaz renkte ve şişmiş olarak görülür.

Korunma; Nosemada korucu önlemler almak tedaviden daha önemlidir. Bunun için Arılıklar rutubetten korunmalı, hasta koloniler tedavi edildikten sonra dezenfekte edilmiş kovana alınmalı, koloniler ilkbahar ve sonbaharda güçlendirilmeli, yaz sonunda yavru gelişiminin durmasına izin verilmemeli, bu dönemde yapılacak bakım ve besleme ile genç arı sayısının artması sağlanmalıdır.

Nosema Cerenae

B- Nosema Cerenae
N.cerenae’nın günümüzde bal arılarına uyum sağladığı ve N. Apis’in yerini alarak en baskın hastalık etkeni olduğu ortaya konulmuştur. N. Cerenae, son yıllarda birçok etken ile birlikte ‘ Colony Collapse Disorder’ olarak adlandırılan koloni kayıplarının nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Arıcılarımız, hastalığın arılıklarındaki tek bir kovanda olsa bile, sadece kendisinin diğer kovanlarını, çevresindeki diğer arıcı arkadaşlarının kovanlarını da etkileyeceğini unutmamalı ve bu konuda duyarlı olmaları gerekmektedir. Arıcılarımız bu hastalıktan şüphe duydukları anda 10 kovan başına her kovandan 3-5 arı olmak üzere tüm arılıktan numune toplanmalıdır. Alınan arı numuneleri kovan içerisinden değil kovan önünden, tarlacı arılar içinden alınmalıdır. Numuneler laboratuvarda analiz edilerek hastalık tespit edilirse korunma ve tedavi edici uygulamalara geçilmelidir. Özellikle kış şuruplaması için kullanılacak 2/1’lik şurup içine (2 kısım şeker 1 kısım su) 8 litre şuruba 0,7 litre kekik suyu oranında karıştırılarak uygulanmalıdır.

arı hastalıkları

Varroa
Hem yetişkin arılarda hem de yavrularda zarar oluşturan, çok hızlı geliştiği için tüm dünyada yayılan ve mücadele edilmediği takdirde kolonilerin sönmesine neden olan tehlikeli paraziter bir hastalıktır.

Varroanın üreme ve gelişmesi kapalı yavru gözlerinde gerçekleşir. Ergin dişiler yavru gözlerinin kapanmasından hemen önce bu gözlere girerek iki gün sonra yumurta bırakmaya başlarlar.Gelişimini tamamlayan varroalar kapalı yavru gözü içinde çiftleşirler. Çiftleşmeden hemen sonra erkek ölür,arılar üzerinde görülenler dişi varroalardır.

varroa

Varroa paraziti larva, pupa ve ergin dönemde arının kanını emerek gelişme ve çalışma aktivitesini zayıf düşürür, kovanda kanatsız arılar görülür.

varroa nedir

Mücadele için piyasada 20 civarında ruhsatlı ilaç bulunmasına rağmen bazı arıcılar ruhsatsız ilaç ve karışımlar kullanabilmektedir.

Varroa mücadelesi için ruhsatlandırılmamış hiçbir ilaç hiçbir zaman; ruhsatlı olanlar da kullanılma dönemleri dışında özellikle de bal üretim dönemlerinde kullanılmamalıdır. Aksi halde, bu ilaçların bal ve balmumundaki kalıntıları insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir.

Varroa mücadelesinde altın kural; toplu mücadele yöntemleri ile mücadelenin uygun zamanda, uygun ilaçla uygun dozda yapılmasıdır. Varroa ile en iyi mücadele zamanı erken ilkbahar ile geç sonbahardır.

Varroa mücadelesinde en etkili ve ekonomik yol iseerkek arı gözlü petek kullanılmasıdır. Varroalar erkek arı gözlerinde çoğalmayı tercih ederler, gözlerin kapanmasından hemen önce bu gözlere girerler. Bu gözlerin kapanmasından sonra erkek arı gözlü petek kesilerek imha edilir.

petek güvesi

Petek Güvesi

Büyük Petek Güvesi ve Küçük Petek Güvesi olmak üzere iki türü vardır. Büyük petek güvesi daha zararlıdır. Petek güvesi özellikle sahil şeridindeki arılıklarda daha sık görülür ve ciddi tahribatlar oluşturur. Güvenin larvası zayıf kolonilerin peteklerinde ve balı süzülmüş peteklerin saklanması sırasında, peteklerdeki balmumu ve polenle beslenerek petekleri tahrip eder. Koloni güçlü olduğu ve tüm petekler arılarla sarılı olduğu sürece koloni içinde zarar veremez.


Peteklerin 10 oC’nin altında örneğin soğuk hava depolarında saklanması peteklerde bulunan güve yumurtalarının açılımını ve larva gelişimini engeller. Peteklerin 12 oC’da 3 saat veya 15 oC’da 2 saat bekletilmesi petekte bulunan yumurta da dahil olmak üzere bütün gelişme dönemlerindeki güveyi öldürür. Kimyasal mücadele olarak peteklerin saklandığı muhafazalı odalarda 1 m3 hacim için 50 g toz kükürt yakılarak peteklerde bulunan güve larvaları, pupaları ve yetişkinleri öldürülebilir. Bu uygulamada güve yumurtaları ölmediği için uygulamanın sıcaklığa bağlı olarak tekrarlanması gereklidir.

Kimyasal mücadele olarak arıcılar arasında sıkça görülen naftalin kullanılmamalıdır. Kanserojen ve petrol ürünü olan naftalin bal ve bal mumunda kalıntı bırakmaktadır.

essek arısı

Eşek Arıları
Yavru yetiştirme dönemlerinde bal arılarını arazide besin toplarken veya kovan uçuş tahtası üzerinden yakalayarak yuvalarına götürürler. Bazı yıllarda arılara ciddi zarar verirler. Eşek arıları ile kesin bir mücadele yöntemi olmamakla birlikte; yuvaların tahrip edilmesi, içine et, balık, ciğer konan tuzaklarla sayılarının azaltılması, kovan giriş deliğinin daraltılması, böcek öldürücü ilaç ve kıymadan yapılacak zehirli yem ile yuvalarındaki yavrularının öldürülmesi faydalı olabilecek bazı uygulamalardır. En iyi yol, eşek arısı sayısının çok arttığı dönemlerde kolonilerin bu bölgeden taşınmasıdır.
ayı

Ayı
Özellikle yerleşim yerlerinden uzakta olan arılıklara ciddi anlamda zarar verirler. Ayılar bal, larva ve arı yemeyi severler.Kovanları kırıp parçalayarak da zarar vermektedirler.

Arı faaliyetinin azaldığı kış aylarında kovanlara musallat olarak ölü arıları, balları ve petekleri yerler. Fiziki olarak girişlerinin önlenmesi gerekmektedir.
kirpi

Kirpi
Arılıklara girip arıları yiyerek ve kovanı rahatsız ederek zarar verirler, kovanların yerden en az 30-40 cm yükseltilmesi gereklidir.
ari-kusu

Arı Kuşu
Sürülüler halinde arılıkların üzerinde uçarak arıları yerler, ana arının döllenme zamanında ana arıyı yemesi kovana ciddi zarar vermektedir.

***** hReview Mehmet Emin
Sığır Vebası Nedir? Korunma Yöntemleri Sığır Vebası Nedir? Korunma Yöntemleri Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Sığır Vebası Nedir? Korunma Yöntemleri Sığır Vebası Nedir? Korunma Yöntemleri

Sığır Vebası Nedir? Korunma Yöntemleri
Sığır Vebası  viral bir büyükbaş hayvan hastalığıdır. Son derece ölümcül ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık genel olarak halsizlik, iştahsızlık, durgunluk, bitkinlik, burun akıntısı, yüksek ateş, gözyaşı, burun akıntısı ve salya akıntısı gibi belirtilerle birden ortaya çıkar. 3 gün içinde tüm sindirim kanalında şiddetli nekrotik ve ülserli yangı şekillenir. Dördüncü günde başlayan çok şiddetli ishal sonucu hayvan birkaç gün içinde ölüme doğru sürüklenir. Besihanedeki hayvanların hepsi hastalanır ve hemen hemen hepsi öldüğü için sığırların en öldürücü ve en bulaşıcı hastalığıdır.

8 Ağustos 2011'de Birleşmiş Milletler'de yapılan törende insanlardaki çiçek hastalığından sonra bu hastalığın dünyadan silinen ikinci hastalık olduğu ilan edilmiştir.


Nedenleri: Etken sığır vebası virüsü olarak bilinir. Bu virüs -20 °C’ de aylarca canlı kalır.

Tüm yaş aralığındaki büyükbaş ve mandalarda görülür. Hasta hayvanların akıntıları ve salgıları hastalığın yayılmasını sağlar. Bulaşma yöntemleri solunum yolu, sindirim ve hasta hayvanların sağlıklı hayvanlarla teması ile gerçekleşmektedir. Ölümcül bir hastalık olması sebebiyle öncelikli olarak İl - İlçe Tarım Müdürlüklerine ihbarı mecburi bir hastalıktır.


Belirtileri: Başlangıçta halsizlik, iştahsızlık, durgunluk, bitkinlik, burun akıntısı, yüksek ateş, gözyaşı, burun akıntısı ve salya akıntısı gibi belirtilerle birden ortaya çıkar. 3 gün içinde tüm sindirim kanalında şiddetli nekrotik ve ülserli yangı şekillenir. Dördüncü günde başlayan çok şiddetli ishal. Takiben ağızdan salya akıntısı ve pis koku gelir. 4 ve 5. günden sonra çok şiddetli bir ishal ve 6-12 gün içerisinde ölümle sonuçlanır.

Korunma Yolları: Hasta ve hastalıktan şüpheli ve bulaşmadan şüpheli olan hayvanların tümü imha ettirilmeli, bulaşık maddelerle birlikte derin çukurlara gömülerek kireçle dezenfekte edilmelidir.
Karantina tedbirlerine sıkı sıkı uyulmalıdır. Hastalık tespit edilen hayvanlar uyutulur. Korumada en önemli husus yasa dışı hayvan giriş-çıkışlarının engellenmesi düzenli aşı yapılmalı ve kontrol altında tutulmalıdır.

***** hReview Mehmet Emin
Akkaraman Koyunu Özellikleri Akkaraman Koyunu Özellikleri Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Akkaraman Koyunu Özellikleri Akkaraman Koyunu Özellikleri

akkaraman-koyun-irki-kucukbas-resimleri
Vücut renginin tamamı beyaz ve beyazın tonlarında olur. Akkaraman koyunu ırkının kuyruğu ince vede yağlı bir yapıya sahiptir. Dişileri boynuzsuzdur. Erkekleri de genel olarak boynuzsuz olurlar. Tamamen yerli bir küçükbaş koyun ırkımız olan Ak Karaman koyunu Kangal koyunu olarak da bilinmektedir. Süt ve et verimi yüksek bir ırktır kombine üretim yapmak isteyen küçükbaş yetiştiricisinin tercihleri arasında yer alan bir küçükbaş koyun ırkıdır. Akkaraman küçükbaş koyun ırkının genel özelliklerini sizler için derledik.

Akkaraman Koyunu Görünüm özellikleri

  1. Renkleri beyaz ve beyazın tonları olarak görünürler.
  2. Göz bölgesi, burun bölgesi ve ayaklarından tırnaklarına kadar siyah lekeler görülebilir.
  3. Görünüşleri idealdır orta büyüklükte görünürler.
  4. Zorlu ilklim şartalarında ve kötü meralarda otlayabilirler.
  5. Sürü olarak yaşamaya gayet elverişlidir. 
  6. Annelik içgüdüsü çok yüksektir.
  7. Hastalanma oranları düşüktür ve hastalığa karşı dayanıklık oranı yüksektir.
  8. İnce ve yağlı kuyruk yapısına sahiptir.
  9. Erkeklerde boynuzlu görünme oranı yaklaşık %10 'dur.
  10. Dişileri boynuzsuzdur.
  11. Sarkık kulaklara sahiptir.
  12. İkiz doğum oranı düşüktür.

Akkaraman Koyunu Verim özellikleri

  1. Canlı ağırlıkları: Erkek: 50 – 60 kg
  2. Canlı ağırlıkları: Dişi: 40 - 45 kg
  3. Cidago yükseklikleri: 65 cm
  4. Laktasyon süresi ortalaması: 140 - 150 gün
  5. Süt verimi oranı ortalaması: 50 - 60 Lt/Laktasyon
  6. İkiz doğum yapma oranı: % 4-5
  7. Doğum ağırlığı erkek kuzu 4,7 kg
  8. Dogum ağırlığı dişi kuzu 4,5 kg
  9. Yapağı Verimi ortalaması : 1.5 - 2 kg
  10. Lüle uzunlukları: 8 - 12 cm
  11. Elyaf mikron çapı: 29 - 35 mikron
  12. Temiz yapağı oranı yüzdesi: %62 - 70
  13. Kuyruk ağırlığı: 4-6 kg. 20 kg ye kadar çıkabilir.
akkaraman-koyun-irki-kucukbas-resimleri

***** hReview Mehmet Emin
Mor Karaman Koyunu Özellikleri Mor Karaman Koyunu Özellikleri Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Mor Karaman Koyunu Özellikleri Mor Karaman Koyunu Özellikleri

morkaraman-koyunu-ozellikleri-resimleriMorkaraman koyununun vücudunun tamamı kahverengi ve kaba yapağılıdır. Mor karaman koyunu ırkının kuyruğu yassı vede yağlı bir yapıya sahiptir. Dişilerin de ve erkeklerinde genel olarak boynuz  bulunmaz  Mor Karaman koyunu ırkının uzun bacakları ile göze çarpar. Kombine küçükbaş ırkı olması tercih sebepleri arasındadır. Et ve süt veri için ülkemizde tercih edilmektedir. Ana Vatanı Türkiye olması büyük bir avantaj sağlamakta İç Anadolu ve doğu ve güney doğu Anadolu iklim şartlarına dayanaklı bir ırktır. Melezleme ırkı olarak ta kullanılmaktadır.


Mor Karaman Koyunu Görünüm Özellikleri


  1. Renkleri kızılın tonlarından morun tonlarına kadar görülebilir.
  2. Göz bölgesi , ağız ve burun çevresi daha açık renkte , baş ve ayakları daha koyu renkte görünürler.
  3. Yeni doğan kuzu koyu tonlarda doğarlar.
  4. Sağlam bir yapıya sahip olmalarının yanında iri yapılıdır.
  5. Uzun boyun yapıları, dar göğüslü, düşük sağrılı ve yüksek bacaklıdır.
  6. Yüz ve baş genel olarak yapağsızdır. 
  7. Karın ve boyun çoğu koyunda çıplak yada seyrek örtülüdür. 
  8. Bacaklarından  bileklerine bukağıla kadar çıplaktır.
  9. Büyük ve yağlı kuyruklara sahiptirler. Kuyruk omurları 12 - 17 arasında değişir.
  10. Sürü olarak yaşamaya gayet elverişlidir. 
  11. Annelik içgüdüsü çok yüksektir.
  12. Dağlık ve ovada yürümeleri ve otlatılma özellikleri çok yüksektir. 
  13. Kolay sağım yapılmaları ve uysal yapıya sahip olmaları önemli özelliklerindendir.
  14. Yüksek rakımlara ve zayıf meralarda dahi en iyi şekilde otla ya bilirler.
  15. Mor karaman koyunu dayanıklı bir yapıya sahip olmasının yanına yaşama iç güdüsü çok yüksektir.
  16. Erkekleri genellikle boynuzlu olurlar. Kalın ve uzun boynuzlara sahiptir.
  17. Dişileri genellikle boynuzsuz olurlar. Boynuz olanalar küçük ve ince boynuza sahiptir.

Mor Karaman Koyunu Verim Özellikleri


  1. Canlı ağırlıkları: Erkek: 50 - 90 kg - Dişi: 40 - 60 kg
  2. Cidago yükseklikleri: Erkek: 71 - 80 cm - Dişi: 63 - 77 cm
  3. Göğüs çevresi ölçüleri: Erkek: 100 - 112 cm - Dişi: 81 - 106 cm
  4. Vücut uzunlukları: Erkek: 67 - 78 cm - Dişi: 60 - 78 cm
  5. Bir batında kuzu doğum oranı: 1.02
  6. Kuzu doğum ağırlıkları: Erkek: 3.93 kg - Dişi: 3.53 kg
  7. Kuzu sütten kesim kilosu Erkek: 19.7 kg - Dişi: 19.4 kg
  8. Kuzu yaşama gücü: %91.3
  9. Laktasyon süresi (Ortalama): 126 gün
  10. Süt verimi oranı (Ortalama): 60 Litre/Laktasyon
  11. Yapağı verimi (Ortalama): 1.56 kg
  12. Yapağı inceliği: 22 - 40 mikron
  13. Lüle uzunlukları: 7.6 - 13.7 cm
  14. Ergenlik yaşı (Ortalama): 210 - 240 gün
  15. İlkine damızlıkta kullanma yaşı: 517 - 547 gün
  16. Canlı ağırlık artış oranı: 192 gram/gün
morkaraman-koyun-resimi-besi-ciftligi

***** hReview Mehmet Emin
Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvanlarda Akabane Hastalığı Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvanlarda Akabane Hastalığı Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvanlarda Akabane Hastalığı Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvanlarda Akabane Hastalığı

akabane-hastaligi-buyukbas-kucukbas
Büyükbaş ve Küçükbaş hayvanlarda ilk kez Japonya'da görülen bu hastalık görüldüğü dönemde büyük hayvan kaybına yol açmıştır. Akabane isminin verilmesinin sebebi Akabane Hastalığının ilk defa görüldüğü yerin ismi olmasından kaynaklanmaktadır. Akabane hastalığı görüldüğü yıllarda aşırı derecede hayvan kabına neden olmuş, virüs ilk defa 1961 yılında Japonya’da tanımlanmıştır. Doğan hayvanların derin çukurlara atılması ve kazılan çukurların kireçle kaplanması ile dezenfekte edilmesi sağlanmıştır.



Sivri sinek gibi sokucu sineklerle tarafından taşınan virüs büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda gebeliklerinde enfeksiyonlara sebep olarak yavru atmaya veya belirgin doğumlarda şekil bozukluklarına neden olan bir hastalıktır.

İlk defa ülkemizin sınır komşularımızdan İran'da görülmesi ile ülkemizin yakınlarında varlığı görülmüştür. Görüldüğü ülkeler arasında Japonya, Kore, Tayvan, Avusturya, Kenya ve İsrail başlıca hastalığın görüldüğü ülkeler arasındadır. Türkiye'de Akabane Hastalığı Antalya da bölgesi ve çevresinde görülmüştür. Akabane hastalığı buzağı, kuzu ve oğlak da görülmektedir. Bulaşma yollarının en yaygın olarak bilinen yönetimi sinekler tarafından bulaşması ve sineklerle taşınması en yaygın yöntemdir. Sineklerle mücadele bu yüzden çok önemlidir. Akabane hastalığa yakalanmış hayvayanların diğer hayvanlara direk teması ve aynı otlak veya yem bulanan ortamdaki temasları ile hayvandan hayvana bulaşmaz.

Kısaca Akabane Hastalığı?
  1. Sinekler tarafından bulaştırılan bir hastalık çeşididir.
  2. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda yavru atma görülür.
  3. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda zor doğum yapmaları görülebilir.
  4. Hastalığın en belirgin özelliği şekilleri bozuk doğan buzağı, kuzu ve oğlak.
  5. Doğan hayvanlarda kafa yapısı bozuklukları, eklemlerin görevlerini yerine getirmemesi. (Bükülmemesi)
  6. Güçsüz kaslar, ayakta duramama gibi sinirsel bozukluklar gözlemlenir.
  7. Akabane Hastalığı Schmallenberg hastalığı ile aynı özellikleri barındırır.
  8. Hastalıktan etkilenen hayvanların doğum yaptıkları yavrular ölmesi halinde gömülme veya yakılarak imha edilmesi gereklidir.
  9. Tedavisi tam olarak bilinmiyor olsa da aşısının Japonya'da olduğu bilinmektedir.

akabane-hastaligi-buyukbas

***** hReview Mehmet Emin
Simental Irkı Büyükbaş Besiciliği Simental Irkı Büyükbaş Besiciliği Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Simental Irkı Büyükbaş Besiciliği Simental Irkı Büyükbaş Besiciliği

Simental-irki-inek-besiciligi
Simental ırkı Besi Çiftliğimizde yetiştirdiğimiz ırkların başında gelmektedir. Süt ve Et verimi yüksek olması uzun ömürlü iklim şartlarına kolay uyum sağlamaları bakımından bizimde tercihimiz arasındadır. Saf ırk olarak kalmaları açısından Ülkemizdeki kontrolleri TÜRKVET tarafından sistemli bir şekilde kayıt altına alınmaktadır.


Büyükbaş desteklemelerinden faydalanma konusunda Ziraat Bankası tarafından sağlanan kredilerin yanı sıra Süt ve Buzağı desteklemeleri ile yetiştirilmesi teşvik edilmektedir.

Simental Irkı İneklerin Görünüş Özellikleri

  1. Renk sarı beyaz veya kırmızı beyaz ağırlıklıdır.
  2. Genellikle başları, alnı ve kirpikleri beyaz renktir.
  3. Erkeklerinde ve dişilerinde boynuz vardır.
  4. İklim şartlarına kolay adapte olur.
  5. Uzun ömürlü olmaları en büyük avantajıdır.
  6. Yüksek verim özelliğine sahiptirler.
  7. Hastalıklara daha dirençlidirler.
  8. Buzağı sahiplenme iç güdüsü yüksek bir ırktır.
  9. Memeleri süt verimi yüksek olmasından dolayı dolgundur.

Simental ırkı Süt ve Et Verimi Bilgileri

  1. Canlı ağırlıkları: Erkek: 1100 – 1400 kg | Dişi: 600 – 900 kg
  2. Omuz başı yükseklikleri: Erkek: 150 – 165 cm | Dişi: 138 – 150 cm
  3. Canlı ağırlık artış Oranı: 1350 – 1600 gr/gün          
  4. Et Verim Yüzdesi: %58
  5. Süt verimi Litresi: 6.500 Lt
  6. Yağ oranı Yüzdesi: %4.2

Simental Cinsi Buzağı Bakımı ve Sütten Ayırma

  1. Simental Irkını buzağıları zahmetsizce bakımı yapılır.
  2. Her canlıda olduğu gibi annenin bakımı en önemli etkendir. Anne iyi bakılırsa buzağıda sağlıklı olur.
  3. Doğum ortamı temiz ve sıcak olarak tercih edilmelidir.
  4. Buzağı doğumdan sonra annesi tarafından yalayarak temizlemesi sağlanmalıdır.
  5. Buzağı ilk hafta ağız sütü verilmeli annesinin sütü tercih edilmelidir.
  6. Doğumdan sonraki hafta tam yağlı sütle beslenmesi tavsiyelerimiz arasındadır.
  7. Buzağı 3 haftalık oluca başlangıç yemi ile kaba yeme alıştırılmalıdır.
  8. Buzağının yeme alışması ile birlikte iki veya üç ay sonra sütten ayrılması uygun olur. 
Simental Cinsi Buzağı Bakımı


***** hReview Mehmet Emin
Jersey Cinsi İnek Büyükbaş Yetiştiriciliği Jersey Cinsi İnek Büyükbaş Yetiştiriciliği Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Jersey Cinsi İnek Büyükbaş Yetiştiriciliği Jersey Cinsi İnek Büyükbaş Yetiştiriciliği

jersey-inek,Jersey-sigir,buyukbas
Jersey ineklerinin süt kalitesi Dünya'nın en seçkin ırklarından dır. Ana Vatanı Jersey Adasıdır dünyaya bu adadan dağılmıştır. Jersey ırkı sığır türü eski çağlarda dahi beslendiği bilinen süt verimi yüksek bir büyükbaş  ırkıdır.
Süt veriminin yüksek olmasından dolayı dünyanın çeşitli yerlerinde beslenen ırk olma özelliğine sahiptir. Görünüşleri küçük olduğundan dolayı dünyanın en küçük sütçü ırkı olarak kabul edilirler.



Jersey Cinsi İneklerin Özellikleri?

  1. Küçük yapılıdırlar.
  2. Süt verimi yüksek bir ırktır.
  3. Başları küçüktür.
  4. Memeler büyük ve dolgun görünümlüdür.
  5. Derileri ince yapıya sahiptir. 
  6. Kaburgaları dışarından belirgin bir şekilde görülür.
  7. Göz renkleri siyah, vücut rengi açık kahverengi olur.
  8. Karkas ağırlıkları ortalama 450 kilogramdır.
  9. Boğaları 700 kilo civarında canlı ağırlığa sahiptir.
  10. Doğum yapmaları kolay olduğu için buzağı ölüm riski düşüktür.
  11. Buzağı doğum ağırlıkları ortalama 25 kilo civarındadır.
  12. Bir jersey ineği yılda yedi ton üzeri süt verimine sahiptir.
  13. Sütündeki yağ oranı yaklaşık %6 civarındadır.
  14. Sütün yağlıdır protein oranı oldukça yüksektir.
  15. Sütünden diğer ırklara oranla fazla peynir çıkar.
  16. Peynir kalitesi yüksektir.
  17. Doğum felci (hipokalsemi) geçirme riski vardır.
  18. Bu ırk süt verimi yüksek olduğu için kendi başına mandıra olarak bilinirler.
  19. İklim şartlarına dayanıklı ve uzun ömürlü olurlar.
  20. Tırnak ve meme hastalıklarına yakalanma oranları düşüktür.
  21. Her tür iklim şartına kolaylıkla uyum sağlar.
  22. Zorlu arazi koşullarına kolayca beslenebilmektedir.
  23. Mera ve yemden yararlanma özellikleri son derece güzeldir.
  24. Dez avantajı besi için uygun bir ırk değildir çok tercih edilmezler.
  25. Dayanıklı ve sağlam boynuzlara sahiptirler.


***** hReview Mehmet Emin
Büyükbaş Hayvancılık Büyükbaş Hayvancılık Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Büyükbaş Hayvancılık Büyükbaş Hayvancılık

buyukbas-hayvancilik-besi-ciftligi
Büyükbaş hayvancılık Türkiye'de olduğu kadar dünyada'da önemli bir yere sahip. Ülkemizde etinden, sütünden, derisinden faydalanmak amacı ile üretimi yıllardan beri yapılan hayvancılık.

Hemen hemen tüm cins hayvanların ülkemiz de yetiştirilmeye el verişli olması gelir sağlayan hatırı sayılır bir kitle ortaya çıkmaktadır.


Devlet teşvikleri bu konuda önem arz etmekte. Gerek tarım ve orman bakanlığının gerekse avrupa birliği destek fonları sayesin de ( ipard ) Hayvancılık her geçen gün gelişmekte bizde bu gelişmeleri Besi Çiftliği ekibi olarak takip ederek sizlere aktarmaya özen gösteriyoruz.

Kaliteli ırk elde etme çalışmaları sürdüren TİGEM 'in yanı sıra deniz aşırı ülkeler ve komşu ülkelerden ihraç ettiğimiz büyükbaş hayvanların ıslahı sayesinde hayvancılık sektörü gelişmekte.

Hayvan sağlığı konusunda her geçen gün gelişen veterinerlik fakültelerimiz sayesinde ülkemizdeki hayvan neslini ilerideki karşılaşılabilecek hastalıklarla mücadele daha etkin olacağına inanıyorum...

Çeşitli kültür ırklarının saf kalması için verilen çabaları unutmamalıyız. Kendi ülkemize has kültür ırklarımız Doğu Anadolu Kırmızısı (DAK) Güneydoğu Anadolu Kırmızısı  (GAK) gibi ırklarımızın korunması bunların genlerinde olan doğal bağışıklıklardan faydalanmak gerektiğini unutmayalım.

Ülkemiz her konuda cennet olduğunun kanıtlarından biride. Yazın aldığı güneş kışın üzerimizde hissettirdiği soğuk hava hayvan hastalıklarını önlemede büyük rol oynamakta.

Yazın sıcağa dayanıklı olan virüs ve bakteriler kışın. Kış mevsimine dayaklı olanlar ise yazın ortadan kaybolması için ülkemizin konumu çok çok önem arz etmekte.


***** hReview Mehmet Emin
Arı Sütünün Faydaları Nelerdir? Arı Sütünün Faydaları Nelerdir? Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Arı Sütünün Faydaları Nelerdir? Arı Sütünün Faydaları Nelerdir?

ari-sutunun-faydalari-nelerdir
Arı sütü 5/15 günlük işçi arıların yutak üstü salgı bezlerinin salgıladıkları maddenin adıdır. 

Kraliçe arı ve işçi arılar yumurtadan çıktıkların zaman aynı genetik yapıya sahip olmaları larva döneminde ise farklı oranda ve sürede arı sütüyle beslenmelerinden dolayı yapıları farklılaşması  görülmektedir.

Arı sütünün içinde çok çeşitli etken maddeler vardır. Bazıları şunlardır? Enzimler, aminoasitler, vitamin, mineraller, kalsiyum, bakır, demir, fosfor, kükürt içerir ve sindirime yardımcı olan bileşenleri barındırır.


Başlıca Faydaları Sıralamak gerekirse.



  • Arı sütü yaşlılık ve seksüel bir zayıflık için çok kullanılır. 
  • Arı sütü insan ömrünü uzatır.
  • Arı sütü insanı sağlık ve dinç kalmasını sağlar. 
  • Arı sütü özellikle kalp hastalıklarına iyi gelir.
  • Arı sütü kanser ve bir çok hastalığı karşı vücudu güçlendirir.
  • Arı sütü iyi bir besleyici, organizmayı güçlendirir.
  • Arı sütü radyoterapi kemoterapi tedavisi alan hastalarda oluşabilecek zararları önler.
  • Arı sütü göğüste fazla ağrı ve nefes daralmasını engeller.
  • Arı sütü eklem hastalıklarının iyileşmesini sağlar.
  • Arı sütü bitkinlik, zayıflama ve güç kaybını ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
  • Arı sütü biyolojik dayanıklılığı artırıyor.
  • Arı sütü ani heyecanlanmayı ve ruh gerginliğini azaltır. 
  • Arı sütü ayıca iştah açar ve insana zindelik verir.
  • Arı sütü sinirsel ve ruhsal hastalıklara iyi gelir.
  • Arı sütü vücut direncini arttırmaya yardımcı olur.
  • Arı sütü fizyolojik yorgunluğu alır.
  • Arı sütü mide ve bağırsak hastalıklarını giderme konusunda doğal bir besindir.
  • Arı sütü damar genişleten bir özelliği vardır. 
  • Arı sütü gerilimi ve stresi düşürür ve kalp atışını düzenler. 
  • Arı sütü kanser gibi kötü huylu tümörler.
  • Arı sütü karaciğer yağlanmaları engelleri.
  • Arı sütü karaciğerde ve böbrekte oluşan bozuklukları düzeltir.
  • Arı sütü yüksek kolesterol ve değişik iltihaplarını vücuttan atmada kullanılır.

***** hReview Mehmet Emin
Koyun Irkları | Resim Galerisi Koyun Irkları | Resim Galerisi Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Koyun Irkları | Resim Galerisi Koyun Irkları | Resim Galerisi

Romanov Koyunu
Küçükbaş Hayvancılık yüz yıllardır insanoğlunun yününden,sütünden,etinden faydalanıp gelir kaynağı elde etmektedir.

Küçükbaş hayvancılık ile uğraşan veya ilk defa  yapmak isteyen insanlar için iç açıcı küçükbaş hayvan resim galerisi oluşturmaya karar verdik.



Başlıca Koyun Irklarını Şu Şekilde Sıralıyalım!


  • Charollais Koyun
  • Cheviot Koyunu
  • Corriedale Koyunu
  • Cotswold Koyunu
  • Dorper Koyunu
  • Dorset Horn Koyunu
  • Karagül Koyunu
  • Leicester Longwool Koyunu
  • Lincoln Sheep Koyunu
  • Merinos Koyunu
  • Romanov Koyunu
  • Romney Koyunu
  • Shropshire Koyunu
  • Siyah Başlı Acem Koyunu
  • Southdown Koyunu
  • Suffolk Koyun

Charollais Koyun
Charollais Koyun

Cheviot Koyunu
Cheviot Koyunu

Corriedale Koyunu
Corriedale Koyunu

Cotswold Koyunu
Cotswold Koyunu

Dorper Koyunu
Dorper Koyunu

Dorset Horn Koyunu
Dorset Horn Koyunu

Karagül Koyunu
Karagül Koyunu

Leicester Longwool Koyunu
Leicester Longwool Koyunu

Leicester Longwool
Leicester Longwool

Lincoln Sheep Koyunu
Lincoln Sheep Koyunu

Merinos Koyunu
Merinos Koyunu

Romanov Koyunu
Romanov Koyunu

Romney Koyunu
Romney Koyunu

Shropshire Koyunu
Shropshire Koyunu

Siyah Başlı Acem Koyunu
Siyah Başlı Acem Koyunu

Southdown Koyunu
Southdown Koyunu

Suffolk Koyun
Suffolk Koyun



***** hReview Mehmet Emin
Süt Cinsi Holstein İnek Yetiştiriciliği Süt Cinsi Holstein İnek Yetiştiriciliği Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Süt Cinsi Holstein İnek Yetiştiriciliği Süt Cinsi Holstein İnek Yetiştiriciliği

holstein-inek-yetistiriciligi-sut-inegi
Yeryüzünde en fazla yayılma alanına sahip kültür ırkı olan Siyah Alacaların anavatanı Hollanda’nın Frizya bölgesidir.

Siyah Alaca olarak bilinen (Holstein, Holstein Friesian)  büyükbaş ırkı Dünya’ nın en yaygın büyükbaş ırkıdır.

Siyah Alacaların! Siyah ve beyaz kısımların oranı hayvandan hayvana büyük değişiklik gösterir.





Yaklaşık yüz yıl önce Batı Avrupa ve Kuzey Amerika Ülkelerinde başlatılan, özellikle 1950’ li yıllardan itibaren daha sistemli ve etkili hale getirilen ıslah programları sayesinde Siyah Alaca ırkının, başta süt olmak üzere, birçok verimi diğer sığır ırklarının rekabet edemeyeceği seviyelere ulaşmıştır. Amerika süt miktarı, Hollanda süt yağ ve proteini, ve İsrail sıcağa dayanıklılık gibi özellikleri öncelik alarak yetiştiricilik yapmaktadırlar. Bu nedenle mevcut Siyah Alacalarda tip özellikleri  hangi verim yönünde yetiştirildiklerine göre farklılık arz edebilmektedir.

Ç.Ü.Ziraat Fakültesi Araştırma Uygulama İşletmesi Kurudaki Siyah Alaca İnekleri

Süt verimi: Süt verimi ülkelere gore değişiklıklar göstermekle birlikte 10 tonun üzerinde verime sahip ineklerin sayısı fazlaca yüksektir. Siyah-Alaca’dan ülkemizde de yılda averaj 5000-7000 kilo süt elde eden işletmeler mevcuttur. Süt verimi devasa yükseklikte olan bu ırkın süt  yağ oranı %3-3.5 yöreındadır. Siyah Alaca ırkının süt verimi laktasyon sırasına bağlı olarak 5187 ile 6158 kg içinde değişmektedir. Bu değerler, Türkiye’ de kültür ırkı sığırlar için tahmin edilen ve kullanılan averaj süt verimi olan   3 000 kilo’ ın ortalama iki katıdır. Sadece, Türkiye’ de kültür ırkları için kabul edilen değerlerin yaklaşık iki katı olmakla beraber bu ırkın ithal edilmiş olduğu ülkelerde yetiştirilen Siyah Alaca’ların süt veriminin 10000-12000 kg olduğu dikkate alınacak olursa bir fazlaca  düşüktür. DSYB’na kayıtlı siyah alacalarda laktasyon süresinin 220 ile 550 gün içinde, buna bağlı olarak da kuruda kalma süresinin (buzağılama aralığından laktasyon süresi çıkarılarak tahmin edilen) 0-358 gün içinde değişmesi, sorunun teşhis edilmesi için yeterince ipucu vermektedir.

inek-holstein-sut-cinsi

Laktasyonun 220 gün dolayında  sürmesi, bakım ve besleme mevzularında oldukça büyük sorunların var olduğu kanısını güçlendirmektedir. Laktasyon süresinin uzaması özellikle 400 günü aşması ise gebelik sağlamadaki problemler yanında, yavru atma yada kuruya çıkarmadan buzağılatma gibi nedenlerle buzağılama kaydının ihmal edildiğini, bir başka ifadeyle veri toplamada önemli problemlerın var olduğunu düşündürmektedir. Kuruya çıkarmadan buzağılatma, kayıt hatalarından kaynaklanmıyor ise, sürü yönetiminin önemli ölçüde aksadığını gösterir. Benzer şekilde laktasyon süreleri normale yakın olmasına rağmen, ineklerin 60 günden uzun süre kuruda kalması, tohumlamadaki başarısızlık ve üreme sorunlarının varlığına delil teşkil eder

Türkiye Siyah Alaca yetiştiriciliğinde ilkine buzağılama yaşının 20 ay ile 40 ay arasında değişiklik gösterdiği ve ortalama 28.4 ± 0.04 ay ile kabul edilebilir sınırlarda yer aldığı  bildirilmektedir. Buzağılama aralığı verileri değerlendirildiğinde ise averaj süre 384-406 gün içinde değiştiği genel averaj ise 401 ± 0.6 gün olduğu saptanmıştır. Servis periyodunun ise  gore  104  ile  126  gün içinde değiştiği ve olması gereken sürenin yaklaşık 35-40  gün fazlasıyla averaj 121 gün olarak hesaplanmıştır.Türkiye Siyah Alaca sığır Populasyonda süt verimi bakımından varyasyonu incelemek amacıyla varyasyon katsayısı hesaplanmış ve farklı laktasyon sıralarında bu değerin % 23.1-25.4 arasında değişmiş olduğu görülmüştür. Laktasyon sırası dikkate alınmaksızın hesaplanan süt verimine ilişkin varyasyon katsayısı ise % 26.0  olarak hesaplanmıştır. Süt veriminde varyasyon katsayısının % 15-25 arasında değişmiş olduğu tespitleri dikkate alınırsa söz mevzusu populasyonda süt verimi bakımından varyasyon un oldukça yüksek olduğu söylenebilir. Dişileri süt yönünde çok yüksek süt verim averajlarına haiz iken erkekler ise önemli sayıda besi işletmesinde besi materyali olarak değerlendirilebilmektedirler.

Türkiye’de damızlık sığır yetiştiriciliği birliğine kayıtlı Siyah Alaca ineklerin ortalama 25.1 ± 0.20 ay verimli döneme sahip oldukları ve bu dönemde averaj 2.23±0.016 buzağı verdikleri hesaplanmıştır. Bu değerlerden, Türkiye Siyah Alaca yetiştiriciliğinde ineklerin verim potansiyellerinden yeterince yararlanılmadığı ve ineklerin  genç yaşta  sürüden  çıkarıldıkları anlaşılmaktadır

Sağlıklı bir Siyah Alaca buzağının 40-45 kilo olduğu bildirilmekte ise de  Türkiye’de ortalama buzağı doğum ağırlığı 35-40 kg arasındadır. Ergin bir Siyah Alaca inek yurtdışında 750 kg Türkiye’de ise 500-650 kilo yöreındadır. Siyah Alaca ırkı düveler 13-18 aylık yaşlar içinde 350-400 kilogram canlı ağırlıkta ilkine çiftleşme yaşına ulaşabilmekte ve 23-26 aylık aylarda ilk buzağıların verebilmektedirler.

Beside günlük canlı ağırlık artışı 1000-1400 gram arasında değişen bu ırkın erkeklerini 12-15 aylık yaşta besiye alarak 540 kilograma kadar ekonomik kilo aldırmak olasıdır.

***** hReview Mehmet Emin
Büyükbaş Yetiştiriciliğinde Tırnak Bakımı Büyükbaş Yetiştiriciliğinde Tırnak Bakımı Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Büyükbaş Yetiştiriciliğinde Tırnak Bakımı Büyükbaş Yetiştiriciliğinde Tırnak Bakımı

Büyükbaş Hayvan Yetişticiliğinde Tırnak Bakımı
Sığır yetiştiricisinin “tırnağı yoksa sığırda yok” sözü, çok önemli bir gerçeği işaret etmektedir.

Bir çok faktör,  genetik, barınak tipi, ekzersiz, mevsim, yaş, gebelik ve laktasyon ile besleme koşulları, ayak sağlığı üzerinde etkilidir. Bu faktörlerin birisi yada birkaçı bir araya gelerek sürünün ayak sağlığını belirlemektedir. Tertipli tırnak bakımı ise diğer faktörlerin etkilerini en aza indirme etkisine haiz tek yoldur.



Tırnakta vücutta bulunan diğer dokular benzer biçimde hastalanır. Aynı zamanda çok değişik kısımlarda ve değişik şekillerde. Başlıca ayak hastalıkları (tırnak çatlakları, tırnak düşmesi ve tırnak kalınlaşması), tırnak taban hastalıkları (taban ezikliği, taban ülserleri ve ökçe aşınması), tırnaklar arasındaki deri kısmın hastalıkları (laminitisler, kıl torbası yangıları, tırnak arası yaralar), eklem şişmeleri, tendoların (ayak bağları) zedelenmesidir.



 Ayak hastalıkları, süt veriminin azalmasına sebep olarak sütten elde edilen gelirin düşmesine ve hayvanın yem yemesine engel olarak kilo kaybetmesine sebep olmaktadır. Buna ek olarak tedavi ve ilaç giderleri de ek bir harcama meydana getirmekte ve işletme giderlerini arttırmaktadır. Her bir topal sığır için ise ortalama harcama, 70 US dolar/yıl civarındadır. Üstelik tedavi edilmez ise, uğranılacak kaybın miktarı artmaktadır.

Tırnak Bakımı

Tırnak kesimi uzmanlık ve tecrübe gerektiren bir iştir. Usta bir tırnak bakıcısı, özel aletleri  kullanarak tırnak kesimi yapmaktadır. Bugüne dek geliştirilmiş çeşitli tırnak bakım aletleri bulunmakla beraber hangi aletin kullanılacağı, tecrübe ve tercihe bağlı olarak değişmektedir.

Sadece, kullanılan aletin çekme gücünü koldan veya bilekten alıyor olması, harcanacak enerjiyi ve ihtiyaç duyulan kuvveti değiştirebilmektedir.  Genel olarak bir sıralama yapmak gerekirse önce tırnak kerpeteni veya tırnak makası ile uzamış ön tırnak kısmını almak ve arkasından yontacakla şeklini verip en son töpü ile düzeltme yapılmaktadır.

Bu aletlerin tırnak bakımı işlemlerinde kullanılma sırası, tırnağın uzunluğuna ve tırnağın durumuna göre değişiklik gösterir.

Tırnak bakımında işlem sırası genelde 3 aşamadır. Ancak problem varsa bir veterinerin muayene etmesi hastalığın ayak sağlığının korunmasında çok önemlidir.


  • Ayak iç tırnağının ön uzunluğunu 7.5 cm’ye kısaltın ve tırnak tabanın yerden 5-7 mm  yüksek olmalıdır.
  • Ayak dış ve iç tırnakları mümkün oldukça aynı uzunluk ve yüksekliğe sahip olmalıdır.
  • Ayak tabanı hafif eğimli olması ve şeklin korunması gerekmektedir.


Tırnak Hastalıkları

Tırnak bakımı yapılırken ayak tabanı ve tırnak arasındaki kırılgan deri kısmı ayrıca ve dikkatli bir halde denetim edilmelidir. Bu bölümde iltihap, yara veya yabancı cisim batması gibi problemler olabilir. Bunun haricinde, tırnağa alt taraftan bakıldığında tırnağın arka kısmında yer alan topuğun taban kısmı vücut ağırlığının büyük bir kısmını taşıdığı için bu kısmın güçlendirilmesine dikkat edilmelidir. İki tırnak arasında yer alan kılsız deri kısım ise kirli ahır zemini ile sürekli temas halinde olduğundan havasız ve ıslaktır. Bu yüzden hastalıklara hassas olup kötü koku, yumuşaklık veya iltihaplı konum olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Alınabilecek önlemler nelerdir şu şekilde sıralıyalım. Bir süt sığırcılığı işletmesinde sağlam tırnaklı ineklerin seçimi ve sürü idaresi işleri ayak hastalıklarının minimuma indirilmesi mümkündür.

  1. Barınak ve zemin yapımı: Ahırda gezinti alanının, mümkünse topraktan, değilse pürüzlü ve oluklu bir halde hazırlanması ve ahır bölmelerinin mümkün olduğunca bir örnek yapıda olması; serbest ahırda inek için kuru yer sağlayacak zemin düzenlemesi olmasına dikkat edilmelidir.
  2. Ayak banyosu temini: Her gün bakır sülfatlı (göz taşı) yada creolin’le hazırlanmış ayak banyolarını dönüşümlü olarak kullanımı,
  3. Tertipli ve dengeli:  besleme ve yemleme programı uygulamak:Süt sığırı için hazırlanan rasyon anahtar bir role haiz olup yüksek oranda kesif yem ve düşük oranda kaba yem içeren bir rasyonla besleme koşullarında, özellikle laktasyonun ilk dönemlerinde olan süt ineklerinde asidozis (arpalama, şişme) sonucu laminitise (tırnakla derinin birleşim yeri iltihapları) sebep olacaktır. Aynı şekilde şap hastalığı sonucunda da laminitis görülmektedir
  4. Düzenli tırnak bakımı: Yılda minimum iki kez tırnak bakımı yapılmalı ve kuruya çıkmadan önce de inekler tırnak denetimünden geçirilmelidir. Tırnak uzaması özellikle bahar aylarında maksimum olup bu zamanda daha dikkatli olunması ayak sağlığı mevzusunda başarıyı artırır

***** hReview Mehmet Emin
Kaz Besiciliği | Kaz Çiftliği Kaz Besiciliği | Kaz Çiftliği Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Kaz Besiciliği | Kaz Çiftliği Kaz Besiciliği | Kaz Çiftliği

Kaz yetiştiriciliği kaz besiciliği Besiciftligi.com
Kaz besiciliği ülkemizin hemen hemen her yerinde yapılabilir en güzel ve en çok bilinen Kars bu konuda başı çekmektedir.
Et,tüy,ciğer ve bazı ülkere ayakları hatta gagası dahi ithal ediliyor. En çok satış yaptığımız ülke ise Rusya dır.

Ülkemizde kaz yetiştiriciliği çok fazla değer görmesede kazların faydaları saymakla bitmiyor. Kaz eti yüksek besleyicidir düşük yağ ve kolesterol içeriği bakımından


sağlıklı bir et türünü oluşturuyor. Kaz ciğeri eti kadar değerlidir! kazın ciğerleri, dünyanın pek çok yerinde sevilerek tüketilirken lüks lokantaların en pahalı

yemekleri arasında yerini alıyor. Kaz ciğerinin en fazla tüketildiği ülkeler Fransa, Polonya, Macaristan, İsrail ve Rusya'dan kaz ciğeri ithal ediyor. Kaz tüyü dünya

pazarında önemli bir ekonomik değer taşıyor.

Kazlar bitki tarımında yabancı otla mücadelede yaygın olarak kullanılıyorlar.Kazlar yabani otları tanıyarak ana ürüne zarar vermeden yabani otları yerler. Tarımsal

ilaça gerek kalmadan endüstriyel bitkilerin yabani ürünlerin mücadelesinde tarlalarda kullanılabiliyorlar.


KESİMDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR


  1. Kazlara vitamin ve mineral desteği vermek kuluçka oranını artırılabilir.
  2. Kazlar mümkün olduğu kadar çabuk ve uygun şekilde kesilmelidir.
  3. Kesime 8-10 saat kala yem, 3 saat kala su kesilmelidir.
  4. Kesim aşamaları; şoklama, kesim, ıslatma (haşlama), yolma ve iç çıkartmadır. 
  5. Şoklama yapılarak kesimin daha insani bir görünüm kazanması sağlanabilir. 
  6. Böylece kanın daha fazla akması sağlanarak etin sertleşmesi azaltılır ve daha kaliteli karkas elde edilir.
  7. Yolma kuru ve ıslak yolma şeklinde yapılabilir. 
  8. Kuru yolma ile daha kaliteli karkas ve tüy alınabilmesine rağmen, yavaş ve zahmetli olması nedeniyle daha az tercih edilir.
  9. Islak yolma metodunda ise; sıcak suya daldırma yöntemi ile daha çabuk, daha ucuz yolma işlemi gerçekleştirilir. Karkas randımanı % 70-74 arasındadır.




  • Kazlar iyi otlatılabilen hayvanlardır.
  • Yabancı ot mücadelesinde kullanılabiliyor.
  • Hastalık ve çevre şartlarına tavuk ve hindilerden daha dayanıklı.
  • Üretim giderleri yönünden diğer kanatlılara göre daha ekonomikler.
  • Genellikle açık alanda yetiştiriliyor
  • Bir ampül sürünüzü ısıtılabilir.
  • Kağıt kırpıntıları ile altlık yapılabilir.
  • Folluklara yönlendirilmeli dağınık yumurtlamanın  önüne geçilmeli.
  • Yemlik ve sulukları kazlara göre ayarlanmalı.
  • Doğal kuluçka yöntemleri önem taşıyor.
  • Civcivler için rutubetsiz bir ortamda yetiştirilmeye özen gösterilmeli.
  • Palazların altlıkları daima kuru olmasına özen gösterilmelidir.
  • Damızlık kazların bakımı ve beslenmesi dikkat edilmesi gereken konulardandır.
  • Kaz tüyünün kullanım alanları oldukça fazla.
  • Kaz ciğeri çok tüketiliyor. 
  • Kaz yetiştiştiricisini en önemli ürünü kaz karaciğeridir.
  • Tavuk etinden daha fazla enerji var.
  • Yumurtalarıyla fark oluşturuyorlar.


***** hReview Mehmet Emin
Şarole Koyunu Charollais Şarole Koyunu Charollais Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Şarole Koyunu Charollais Şarole Koyunu Charollais

Şarole Koyunu Charolais
Ana vatanı Fransadır. Saone-et-Loire şehrinde daha ağırlıkta olduğu bilinmekte. Bu bölgede aynı zaman da Charolais (Şarole) sığır ırkının da oluşturulduğu yerdir.

19. yy da bir çok ırkla beraber İngiltere'in Leicester Dishley ırkı ile melezleme yapıp elede edilmiştir.

 Charolais koyun ırkı 20 yıl öncesi İngiltere daha sonra da Kanada nın bazı bölgelerine ihraç edilmiştir.





Görünüm Özellikleri Nelerdir?

  • Orta boyludur ve ağır yapılı.
  • Baş açık griyi andırır ve açık pembe yün rengi sık ve orta ince yünlüdür.
  • Çok çabuk gelişip iri yapıya sahip olan kuzuları sahiptir.
  • Yüksek üreme verimine özelliğine sahiptir.
  • Annelik içgüdüsü çok gelişmiştir.
  • El verişli ortamda  10 yıl ve üzeri yaşarlar.
  • Oldukça kaliteli ve beğenilen eti vardır.

Verim Özellik Verileri Nelerdir?

  • Canlı ağırlıkları: Erkek: 110 – 160 kg ; Dişi: 80 – 100 kg
  • Ortalama kuzu sayısı: 1.8 – 2.2
  • Doğan kuzu ağırlığı: 5 kg; ikizler: 4 kg ; Üçüzler: 3.5 kg
  • 8 haftalık erkek  Charolais kuzusu 40 kg  ulaşır.
  • Cinsel ongunluk yaşı: 7 ay

***** hReview Mehmet Emin
Suni Tohumlama Nedir? Suni Tohumlama Nedir? Turkey, Ankara, Istanbul, Izmir, TR 06000, +9 0546 458 87 47 Suni Tohumlama Nedir? Suni Tohumlama Nedir?

SUNİ TOHUMLAMA NEDİR
Suni tohumlama; uygun tohumlama zamanında, dişi hayvanın genital kanalından spermaların hijyenik ortamda  usulüne uygun bir şekilde yapılmasıdır.

Bu uygulama dünyanın her yerinde özellikle süt sığırı çiftlikleri tarfından rutin bir işlem olarak uygulandığı bilinmektedir.





Suni Tohumlamanın Doğal Tohumlamaya Göre Avantajları Nelerdir.

  1. Suni tohum sürünün genetik, fiziksel özellikleri iyileştirir. Sığır nüfusunun genetik ve dış özelliklerinin geliştirilmesi amacıyla kalitesi kanıtlanmış uygun boğaların seçimini sağlar. Yetenekli hayvan sahipleri kaliteli boğaları gözle seçebilir ancak bunların taşıdıkları özellikleri bakımında nasıl döller vereceğini bilemezler.
  2. Suni tohum her yerden temin edilebilirsiniz. Özel yöntemlerle dondurulmuş sperma dünyanın her tarafına taşınabilir böylece yerli veya ithal en kaliteli boğalara ait spermalara rahatlıkla ulaşma imkanı bulunmaktadır. Doğal aşımla bir boğadan elde edilecek yavrudan çok daha fazlası suni tohumlama yöntemiyle elde edilebilir.
  3. Yüksek verim ve ekonomik açıdan önemli özellikleri aktarır hayvanların kullanımına  imkanı sağlar.
  4. Suni tohumun alındığı boğaların; boğaların annelerinin, anneannelerinin, kızlarının süt verimleri, sütün yağ ve protein oranları ve daha birçok ekonomik olarak önemli verim bilgileri resmi yetkili makamlar tarafından korunan sistemlerde kayıt altına alınır ve damızlık belgeleriyle yayınlanır.
  5. Suni tohumlamada spermanın alındığı boğalar uluslararası sağlık ve teknik standartlara sahip laboratuvarlarda, suni tohumlamada kullanılacak spermaların gerekli analizleri yaptıktan sonra kullanılmakta ayrıca boğanın üzerinde uygulanan kontroller sayesinde hastalıkların ortaya çıkma ve yayılma ihtimali önlenir.
  6. Suni tohum çok daha ucuz ve kalitelidir. Ayrıca doğal tohumlama boğalarının bakım, besleme, hastalıklardan korunma, tedavi, kısırlık, verimsizlikten kaynaklanan maliyetleri de düşünüldüğünde suni tohumun ne kadar ucuz, güvenli olduğu anlaşılmaktadır.
  7. Suni tohumları üretecek kişiler, ithalatçılar, boğa adayının seçimi, sağlık durumu, toplama, inceleme, depolama, kalite ve güvenlik doğrulama, piyasaya satış, taşınma, uygulama ve doğan yavru ile birlikte tüm aşamaları Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın kontrolü altındadır.
  8. Suni tohum hayvan sahibine boğa seçme özgürlüğü sağlar. 
  9. Suni tohumlama sayesinde çok kaliteli bir boğadan toplanan spermalar yıllarca saklanabilir.
  10. Suni tohumlama ile doğacak yavrunun cinsiyeti belirlenir. Hayvan sahibine cinsiyet seçme özgürlüğü sağlar.
  11. Bir suni tohumlama boğasından tabii tohumlama boğasına göre çok daha fazla yavru elde edilir.
  12. Suni tohumlama Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız tarafından değişik adlar altında her yıl desteklenmektedir.

***** hReview Mehmet Emin